SAPYOSEKSÜELLER VE SAPYOSEKSÜELİZM

fe26e31c767918b27f57d99b6d4fc70c

İnsanların, eşyaların neredeyse etrafımızdaki her şeyin dış görünüşüyle ilgi çektiği ve pazarlandığı bir çağda sapyoseksüel olmak ve sapyoseksüelliği anlatmaya ve yaşamaya çalışmak…
Sapyoseksüel, latince kökenli bir sözcük olan, “sapyo ve homosapiens sözcüklerinden türemiştir. Sapyoseksüel kavramı, cinsel ve duygusal olarak zeki insanları arzulayan kişiler için kullanılır. Sapyoseksüeller için önemli olan dış görünüşünüzden çok kütüphanenizdeki kitapların sayısı ve okuduğunuz kitaplar, bilgi birikiminizdir.

ef9d3ed76f46a631ffcd9d956eb31767

Alışılmışın dışında zekaya önem veren sapyoseksüel insanların diğer insanlara oranla daha mutlu olup olmadığı veya yaşam standartlarının ve beklentilerinin daha yüksek olup olmadığı hep merak konusu olmuştur. Descartes’ın Kartezyen felsefesini çağrıştıran sapyoseksüelizme dair sorulan sorular ise neredeyse yüz yıl kadar öncesine dayanır.

Bu sorulara en doğru cevapların bulunması umuduyla zeka testleri, 1926’da psikolog Lewis Terman tarafından zeki çocuklar üzerindeki uygulandı. California okullarından, IQ seviyesi 140’ın üzerinde olan en zeki 1500 öğrenci seçildi. Bunların 80’inin ise IQ seviyesi 170’ten fazlaydı. Bu çocuklar yaşamları boyunca iniş ve çıkışlarıyla gözlem altında tutuldular. Çoğu zengin ve ünlü olmuştu. Maaşları ortalamanın iki katı civarındaydı. Ama grup üyelerinin tümü psikolog Terman’ın beklentilerini gerçekleştirmedi. Bu nedenle Terman “zeka ve başarının doğru orantılı olmayabileceği” sonucuna vardı. Bu kişilerin zeki oluşu mutlu olacakları anlamına da gelmiyordu. Yaşamları boyunca onlar da boşanma, alkolizm ve intihar gibi sorunlar bakımından ulusal ortalamada seyretmişlerdi. Yani zeka daha iyi bir yaşam demek değildi. İyimser bir bakışla üstün zeka yaşam tatmini bakımından bir fark yaratmıyor, kötümser bakışla ise zekaya rağmen daha az başarı gösterme durumu ortaya çıkabiliyordu. Peki zeki insanları bir ilişkide cezbedici kılan neydi? ( The Measurement of Intelligence)

bbb

Eğer bir ilişkinin sürekliliğini sağlayan öncelikle duygular ve duygusal ihtiyaçların karşılık bulmasıysa sapyoseksüelliği nereye koyabilir ve nasıl değerlendirebiliriz? İlgi duyduğumuz kişinin entelektüel becerilerinin veya zekasının duygusal ihtiyaçlarımızı karşılayabiliyor olması yeterli mi? Araştırmalara göre bilişsel zeka ile sosyal beceriler arasında bir ilişki olduğunu söylemek zor.

dc5d1aeca69803d6cdd285f51c9a3c18

Zorluğuna ve belirsizliklerine rağmen sapyoseksüel ilişkinin sürdürülebilirliği her ilişki de olduğu gibi kişilere ve kişinin sapyoseksüelliği nasıl algıladığına fazlasıyla bağlıdır. Birçok kişi zeki olduğunun düşünülmesini ve hatta sıklıkla dile getirilmesini ister fakat bunun ilişkinin temelini oluşturması zorlayıcı ve yorucu olabilir. Zeka çekiciliğine / tatminine dayanan bir ilişki de bir kitabın yazarını hatırlayamamaya/ yanlış hatırlamaya veya saçmalamaya yer var mı? Varsa ne kadar yer vardır?

13722195_536482553202761_937354815_n

İnsan beyninin gizemi henüz tamamen çözülememişken bu tip sorulara yanıt bulmak gerçekten zor olsa da insanlar kendilerini hayvanlardan ayıran en temel farkı tamamen unutmuş değil. Belki ilerleyen zamanlarda entelektüel birikimle sorgulayan felsefi zihinlerin artmasıyla insan beyniyle ve yeni bir kavram olan sapyoseksüellikle ilgili daha çok bilgiye sahip olabiliriz.
GREENSEA

ÇEKİÇ İLE YAPILAN FELSEFE SERT OLUR! 

Felsefe, Zerdüşt insanların arasına karışmadan önce de zor ve tehlikeliydi Zerdüşt’ün insanlarla konuşmasıyla felsefe hayata ve insana değdi. İnsanlar tarafından fazlasıyla anlaşılmaz ve komik görülen, hatta kahkahalarla dinlenen Zerdüşt, önce insanları sonra insanların doğru diye kabullendiklerini sarsmaya ve yıkmaya başladı.

Eskimiş gelenek görenekleri, kalıplaşmış inançları, değişmez sanılan ne varsa sarsarak çekiciyle bir bir yıkarken; neden bu kadar sert ve yıkıcı olduğunu sordular.

Nietzsche çekiciyle cevapladı soruyu;

“Neden bu kadar sertsin?” — demişti bir zamanlar alelade kömür elmasa; “Oysa biz yakın akraba değil miyiz?” —

Neden bu kadar yumuşaksınız? — diye soruyorum ben size, ey kardeşlerim: yoksa — kardeşlerim değil misiniz?

Neden böyle yumuşak, bu kadar uysalsınız, neden her şeye bu kadar razısınız? Neden bu kadar çok inkar ve reddediş var yüreklerinizde? Bu kadar az kader var bakışlarınızda?

Ve kader olmayacak, acımasızlar olmayacaksanız: nasıl zafer kazanacaksınız benimle birlikte?

Sertliğiniz şimşek gibi çakmak, kesmek ve deşmek istemiyorsa: günün birinde benimle birlikte nasıl — yaratacaksınız?

Çünkü yaratanlar serttir. Ellerinizi balmumuna basar gibi binlerce yılın üzerine basmayı, mutluluk olarak görmelisiniz, — — bin yıllık istemin üzerine madenin üzerine kazır gibi kazımayı, mutluluk olarak görmelisiniz — madenden daha sert, madenden daha asil. En asil olandır yalnızca bütünüyle sert olan.

Bu yeni levhayı koyuyorum üzerinize; ey kardeşlerim: Sert olun!

GREENSEA