365 SAYFALIK KİTABIN SON VE YENİ SAYFASI : YENİ YIL

365 sayfalık bir kitabın daha sonuna geliyoruz. Az değil 365 sayfa… Sayfalar arasında tek tük gülümsetip sevindiren olaylar dışında hep şiddet hep vahşet dolu bir kitabı bitirmek, kapağını kapatmak yeni bir sayfaya geçmek hiç de kolay değil.
Okuyanların kafasında takılan cevapsız sorular cevaplanana kadar yeni bir sayfaya geçilse bile o yeni sayfa o kitabın bir sayfası olacak. 2015 yılında benimde herkes gibi kendi bakış açımla okuduğum 365 sayfalık kitaptan o sondaki yeni sayfaya taşanlar;
*Ataerkil bir toplumda kadının değeri hala anlaşılmadı ve 271 kadın Erkek Şiddetinin Kurbanı oldu.
* Savaş zamanlarından kalma diye bilinen sokağa çıkma yasağı, Güneydoğu’da dört ayda 52 kez ilan edildi.
*Hrant Dink cinayetindeki kamu görevlilerin ihlalini belgeleyen iddianame üçüncü seferinde Başsavcı tarafından onaylandı.
*Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi Sur ilçesinde basın açıklaması yaparken çıkan çatışmanın ortasında kalarak hayatını kaybetti. Çatışmadan önce operasyon ve çatışma istemediğini söyleyen Tahir Elçi’nin sözleri ise çatışmanın sesleri altında ezildi.
*Terör örgütüne yardım ve casuslukla suçlanan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül Mit soruşturması kapsamında tutuklanarak Silivri Cezaevine kondu.
*Suriye’nin Bayırbucak bölgesinde Türkiye’nin sınırı yakınındaki bir savaş uçağı, Türk hava sahasını ihlal ettiği gerekçesiyle angajman kuralları çerçevesinde vurularak düşürüldü.
*Suriye’de savaştan kaçanların sayısı 4 milyon 185 bini geçti. Bu 4 milyon 185 bin mültecinin 2 milyon 207 bini Türkiye’ye sığındı.
*7 Kasım ve 1 Kasım seçimleri arasında askıya alınan çözüm sürecinde artan terör olaylarında 167 şehit verildi.

*1 Kasım seçimlerinde 54 milyon seçmen 175 bin sandıkta oy vermeye gitti. CHP 25.31, MHP 11.90, MHP 10.75 , AKP ise 49.48 oranında oy alarak seçimden tek parti olmanın zaferiyle çıktı.
*Koza ve İpek Grubuna bağlı 22 şirkete kayyum atanmasının ardından kanalların yayınına müdahale edildi. Mecidiyeköy’deki kanal binasına polis baskını yapılarak yayınları durduruldu.
*Ankara da 10 Ekim de gerçekleştirilen “Emek Barış Demokrasi Mitingi Tren Garı önünde patlayan bombayla gölgelendi. Birçok kişi yaralanırken 103 kişi de hayatını kaybetti.
*Sanat dünyasından, sanatçıdan yazardan ve politikacıdan birçok vefat haberi geldi. Gazeteci Çetin Altan, 12 Eylül’ün Mimarı Kenan Evren, Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Zeki Alasya, Levent Kırca, Kayahan, Yaşar Kemal, Müzeyyen Senar aramızdan ayrıldı.
Bunlar gibi binlece insana, insanca yaşama yakışmayan şiddet vahşet, iz bırakan üzücü olayların yanı sıra az da olsa sevindiren olaylarda gerçekleşti.
*Eskişehir’de bir kafeden aldığı kediyi öldüren ve bu vahşeti sosyal medyadan paylaşan üniversite öğrencisi 3 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Türkiye de ilk kez bir hayvana zarar veren bir insan hapis cezası almış oldu.
*Almanya’nın Bınn kentinde gerçekleşen Unesco, 39.cu Dünya Miras Komite Toplantısında Efes Antki Kenti ve Diyarbakır Surlarıyla Hevsel Bahçeleri “Dünya kültür Mirası” Listesine alındı.
*Çalışmalarını ABD’de sürdüren Mardin Doğumlu genetik bilimci Prof. Dr Aziz Sancar bu yılki Nobel Ödülüne layık görüldü. Sancar, Tomas Lindahl, Paul Modrich ile Dna onarımı alanındaki çalışmalarıyla ödülü paylaştılar. Sancar 19 Mayıs’ta Türkiye’ye gelerek ödülünü Anıtkabir’e bırakacağını söyledi.
2015’ten 2016’ya doğru 365 sayfalık kitabın son sayfasını çevirirken en büyük dileğim, ilerlememize katkısı olan güzel haberlerin sayılamayacak yazılamayacak kadar çok olması, şiddet vahşet ölüm haberlerinin ise bir elin parmakların sayısını geçememesi…
İnsana yakışan insanca huzur ve barış dolu bir yeni yıl dileğiyle mutlu yıllar… 

GREENSEA

baris-guvercini-esen-fd0715c2cdf52113fc7e

BARIŞ GÜVERCİNİ

TÜM ZAMANLARIN PARADOKSU CEHALET VE BİLGELİK

İstediğimiz her bilgiye hızla ulaşabildiğimiz teknoloji çağında, kendimizi bilgi çağının insanları olarak varsaydığımız yetmiyormuş gibi kendimizi de bilgili sanma yanılsamasına kapılıp sürüklenip gidiyoruz. Bir tıkla öğrenmek istediğimiz konu ile ilgili birçok bilgiye kaynağa ulaşıp, okuduklarımızı öğrenme aşamasına geçirmeden benimseyiveriyoruz. Dili ve dolayısıyla bilgiyi icat eden insan, evreni, kendi varlığını, varoluşunu anlamlandırmasıyla, kendini ifade edebilmesiyle evrene karşı bir zafer elde ettiği yanılsamasına kendini kaptırmıştır. İşte bu kapılıp gidilen yanılsama yaşamakta olduğumuz teknoloji çağında da akıl almaz boyutlara da çıkmıştır.

Oysa Sokrates’ten bizlere miras kalan ve herkesçe bilinen “Bildiğim bir şey varsa hiçbir şey bilmediğimdir” sözünün esas anlamı gerçekten anlaşılmaktan çok uzaktır. Bilen, bilmek isteyen, bilgelik peşindeki insan öğrendikçe sürekli olarak bilmediklerinin çokluğunu fark edendir. Bildiklerinin doğruluğunun bir gün çürütülebileceğini, hatta bu çürütmeyi kendisinin yeni öğrendikleriyle bile gerçekleştirebileceğini bilendir. Sokrates, çağımızdaki her şeyi bildiğini sanan insanlarımızın tersine, sürekli yeni bilgilerle karşılaşılabildiğini, o yeni bilgilerin eskilerini çürütebildiğini fark edebilmiş ve “hiçbir şey bilmediği” sonucuna varmıştır. Sokrates gibi bütün felsefeciler düşünürler de bilginin doğrudan doğruya bir kesinlik taşımadığını bilmelidirler ve bilenlerdir. Çünkü onlar, yaşadıkları günü kurtarıp topluma uyma gibi öncelikleri olmayan sorgulayan araştıran düşünen kesime aittirler.

Günümüzde felsefe yapma diyerek, felsefeye ve dolayısıyla felsefecilere yapıştırılan etiketin de sebebi; insanların kapılıp gittikleri her şeyi bilme yanılsamasıdır. O yanılsama ki, bu gelişmiş teknoloji ile insan tüm bilgileri görme, tarama araştırma ve ulaşma imkanına sahip olurken; kendini görme, kendini bilme, kendi varlığını, varoluşunu anlama ve sorgulama yetisini de alıp götürmüştür ya da çok derinlere gömmüştür. Çünkü kendi varoluşunu bilme sorgulama derin bir zihin uğraşıdır herkesin harcı değildir. Hele ki bir tık ile gözünün önüne serilen onca bilgiye gördüğü gibi zihnini yormadan inanmayı tercih eden insanların harcı hiç değildir.

Kim cehaletin esiridir kim bilgedir? Her şey görmek istesek de istemesek de gözlerimizin önündedir. Nasıl görmek istediğimiz ise sadece ve sadece bize bağlı olduğundan cevap bu bir yazı olduğundan her zaman okuyucuya kalmıştır ve kalacaktır.

GREENSEA