KEDİ SEVERLERE HER GÜN KEDİLER GÜNÜ

Eski Mısır uygarlığı üzerine araştırmalar yapan bilim insanları ister sokak kedisi olsun ister ev kedisi olsun kedilerin dört bin yıldır var olduklarını ve yeryüzünde ilk kez Nil Vadisi’nde görüldüklerini söylüyorlar. Eski Mısırlılar, ürünlerini sakladıkları ambarları farelere karşı koruyan kedileri zaman içinde kutsamaya başladılar. Firavunlar tarafından “üstün yaratık” olarak ilan edilince kediler de kendisine tapılan öbür doğa güçleri arasındaki yerini aldı. Hatta kedilerin öldürülmesinin suç kabul edildiği noktalara kadar gelindi.

Kediler, üstün varlık olarak ilan edildikleri gibi kötü güçlerin temsilcileri ilan edildiler. Kedilerin, Tanrının buyruklarına uymayan ‘şehvet düşkünü yaratık sayılan  kediler ve kedi besleyen insanlar cadı ilan edildiler.Kedilerin en acılı zorlu dönemleri Ortaçağ’da 450 yıl boyunca sürdü.

O zamanlardan bu zamana kedilere yaklaşım şekilleri değişse de kediler, hala hayatımızın ayrılmaz bir parçası.

Bu düşünce ile “Uluslararası Kedi Günü” Uluslararası Hayvan Refahı Fonu (IFAW) inisiyatifiyle başlatıldı ve 2002 yılından beri kutlanıyor. Kutlama tarihleri 17 Şubat , 1 Mart, 8 Ağustos gibi değişiklikler gösterse de genellikle 8 Ağustos’ta kutlanıyor. Bugünün amacı dünya üzerinde önemli nüfusa sahip kedilerin sorunları hakkında farkındalık kazanmak ve onların hayatlarına katkı sağlamak için sorunların çözümü üzerinde düşünmek.IFAW ve diğer hayvan hakları kuruluşları 8 Ağustos Uluslararası Kedi Günü’nü, barınaklarda bakıma muhtaç, zorlu yaşam koşullarıyla mücadele eden, şiddet gören kediler hakkında insanları bilinçlendirmek üzere tasarladı.

İSTANBUL’A HER GÜN “KEDİLER GÜNÜ” – DW Türkçe

GREENSEA

 

 

CURIOSITY KILLED OR HEALED THE CAT

Her eyes drooped heavily, washing her features in sleepiness. She sat on the soft bed, embracing its warmth. She had awaited something for a while. Something that stayed out of her desperate clutches. Death. She was not suicidal, no. She just had wanted the sweet comfort of death to take toll on her. Curiosity killed the cat. She wanted to see what death held for her. What happened after death.

It was late at night. Looking at the clock, she had seen it was about 11:00 p.m. She climbed into her bed finally, wrapping the sheets around her freezing figure. She couldn’t help but wonder what death held. Ah yes, her lovely and curious mind thought of it every night. Every night held a different possibility. Heaven. Hell. Being a ghost, trapped on this planet for eternity. Floating aimlessly in a void, no one around. Pain or comfort from the death embracing the corpse for all of time, whilst driving the person mad from loneliness.
Her eyelids have fluttered closed, her lips parted slightly. Her deep breathing had taken over the silence. However, another sound sliced the silence, as if it were mere butter. Footsteps. The door creaked open. A man entered the room. He had a bandana over his nose and mouth, and sunglasses coated over his eyes. A peculiar choice, to be said, from it being almost midnight.
He slipped into the room, silent as a mouse. The man crept towards the girl’s bed, a large knife exposed. It had dry blood on the sharper part. His breathing was as silent as his footsteps as he slipped to the soft piece of furniture. His free hand shook her awake.
She groggily groaned, a yawn attempting to force its way through her lips. Her eyelids slid open slowly, and she turned to face him. Her energy that had been barely recovered from sleep was used just as easily as her small form sat up. She, confusedly to the man, smiled. “Will you help me?” Is what confused the man even more. “I want to see what is after death, but I don’t have anything to kill myself with, nor do I have the guts to kill myself.” She had continued. She searched the man’s quizzical expression for some sort of an answer.

Oh, the answer came alright. Came in a flash. Pain seared from her most important organ, as blood trickled down from the wound. Her eyes traveled to the wound, smiling and crying. “Thank… you…” was all she muttered, before her lifeless body went crashing into the bed.

The man slid the knife out, watching as the garnet colored liquid spilled out. He uncomfortably tucked her corpse back in, before taking his leave. The corpse was beautiful, if you think that weird way. Ashen, cold skin hung tightly over large glassy eyes. A smile graced the body’s lips, making the scene to give you a puzzled feeling. Hair spread over the pillows, giving the corpse bathed in moonlight an angelic feeling. A ruby colored stain was on plain white sheets as it also dribbled silently out of her mouth.

She had now seen what was after death, but that information is not to be shared.

She just think, curiosity killed the cat, and it had died with satisfaction.

There is no such thing as “I was just curious.” no matter how you rephrase or reword it. Curiosity is a very simple thing. It is when something peaks your interest enough to ask questions. But, these situations always come from somewhere. Whether it was something that happened, something you saw, or something you heard.

Curiosity killed the cat, but satisfaction brought it back. But what happens when just because of that little bit of curiosity, you’ve injured the situation so badly, that there’s no possible way to heal it?

ANONYMOUS

SOURCE UNKNOWN

HER KEDİ HER HAYVAN BİR FİLOZOFTUR

IMG_20160708_200911

“Her kedi bir filozoftur”

Bir kediyle geçirilmiş zaman asla vakit kaybı değildir”

Kedilerin yazarlar için büyük bir dost oldukları ve kedilerin birçok aforizma hatta kitaba ilham kaynağı olduğunu bilmeyen yoktur.
Hepsini sıralamak mümkün olmasa da bazıları ;

*ALBERT CAMUS VE KEDİSİ CIGARETTE

1957 yılında Nobel’i kazanan Camus’un sigara bağımlılığını kedisine bile sigara ismini koymasıyla da fazlasıyla belli etmiyor mu?
“ağaçlar arasında bir ağaç, hayvanlar arasında bir kedi olsaydık bu hayatın bir anlamı olurdu. Daha doğrusu bu sorunun hiç anlamı olmazdı. Çünkü dünyadan bir parça olurduk.bu dünya olurduk, oysa şimdi bütün bilincimizle, bütün yakınlık gereksinmemizle onun karşısındayız.öylesine önemsiz olan bu akıl; işte bizi bütün evrenin karşıtı yapan bu…bu uyuşmazlığın; dünya ile düşüncemiz arasındaki bu kırılmanın temeli, bu konudaki bilinçliliğimiz değil de nedir?”

IMG_20160710_185746

*GEORGE BERNARD SHAW VE KEDİSİ PYGMALION
İrlandalı yazar ve filozof George Bernard Shaw hem 1925’te Nobel Edebiyat Ödülü’nü hem de 1938’de Pygmalion ile Oscar’ı alarak, bu iki ödülü de alabilen ilk ve tek kişidir.
Ünlü yazarın kedisinin ismi olan Pygmalion hem bir sinema hem de tiyatro klasiğidir. Yunan Mitolojisi’nde Kıbrıs’lı bir heykeltraş olan Prens Pygmalion kendi yonttuğu bir heykel olan Galatea’ya aşık olur. Pygmalion tanrıça Venüs’e, Galatea’yı canlandırması için yalvarır. Galatea öylesine güzeldir ki, Pygmalion gözlerini ondan alamamaktadır. Edebiyat ve psikolojide bu duruma Pygmalion Etkisi (beklenti etkisi) denir. Shaw’ın eseri de daha çok bu etki üzerine gelişir.

IMG_20160710_185806

*ALAIN BADIOU VE KEDİ
Badiou felsefesinde birçok düşüncenin tekrar kullanımını gerçekleştirir. Onun amaçlarından biri gerçeğin bu kategorilerinin her türlü felsefe eleştirisi için kullanışlı olduğunu göstermektir. Bu nedenle, bunları sanat ve tarih kadar ontoloji ve bilimsel keşifler için de kullanır.
Badiou’ya göre, felsefe, felsefi gerçekleri üretmesi açısından kendisinin gerçek prosedürler olarak kabul ettiği dört durum (Sanat, Aşk, Politika ve Bilim) içinde yapılabilir. Badiou çalışmalarında sürekli olarak, kendisinin felsefi bir hastalık“ olarak nitelendirdiği, bu diskurlardan herhangi birine kendi gerçeğini dayatmaktan felsefenin sakınması gerektiğini dile getirir. Badiou sıklıkla “birleşme noktalarını” veya farklı diskurlar tarafından üretilen gerçekler arasındaki istisnai bağlantı sahalarını bulmaya çalışmıştır.

img_160710_060753

*JEAN PAUL SATRE VE KEDİSİ NOTHING
Yazar ve filozof Jean Paul Sartre. 20. yüzyıl’a damgasını vurmuş isimlerden. Varoluşçu felsefenin babasının “ Nothing” isimli kedisinin akıllara Varlık ve Hiçlik’i getirmesi pek de şaşırtıcı olmasa gerek… “Jean Paul Sartre’ın kitabının ve kedisinin isminin ortak noktası “Hiç’in ve Hiç olmanın ’” zor ama ne kadar güzel olabileceğini tekrar tekrar hatırlatmıyor mu sizce?

IMG_20160710_185704

Her ne kadar kedilere ve kedileri olan filozoflara yönelik bir paylaşım olsa da, kedilerden köpeklerden ve bütün hayvanlardan öğreneceğimiz çok şey olduğunu hep hatırlamalıyız. Hayvanlarla aynı hayatı paylaştığımızı düşünürsek aynı tözü ve maddeyi paylaştığımızı da fark ederiz.

– – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – –

“Hayvanlar ve insanların aynı madde ve tözü paylaştığına ilişkin bu son derece basit ve sorgulanamaz gerçek, insanların zihinlerinde yer ettiği zaman, hayvanların gerçekten hakları olacak ve canları rezil bir serserinin ruh hali ve vicdansızlığına bağlı olmaktan kurtulacaktır.”
Arthur Shopenhauer”

GREENSEA

KEDİLERİMİZİN DÜNYADAKİ VE HAYATIMIZDAKİ YERİ

kedi-hiriltisinin-insan-sagligi-uzerindeki-7-ilginc-etkisi1

Dünyada 33 farklı ırktan çoğalan 500 milyonun üzerinde evcil kedi bulunur. Kediler tüm memeli hayvanlar arasındaki en uykucu hayvanlar olarak bilinir. Her gün ortalama 16 saat uyurlar.

Kediler, asil ve mantıklı bir kişiliğe sahip olmalarının yanı sıra, mükemmel sezgilere ve akılcı duyarlılığa sahiptirler. Meraklı davranışları ve hayata pozitif bakışlarıyla hemen dikkatleri üzerlerine çekerler.

Kediler son derece meraklıdırlar. Ne olduğunu keşfetmek için her türlü şeyin içine girip tırmanır ve şekilden şekle girerler.

Dünya Kediler Günü, İtalyalılar tarafından kedilerin insan hayatındaki önemine dikkat çekmek amacıyla kutlanır. Dünya Kedi Günü, dünyanın her yerinde farklı tarihlerde; İtalya da 17 Şubat’ta, Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) 29 Ekim’de, Rusya’da 1 Mart’ta ve Polonya’da 17 Şubat’ta kutlanır. Kediler Günü, farklı tarihlerde kutlandığı gibi kedilerin, bazı kültürlerde dokuz bazı kültürlerde ise yedi canlı olduğuna inanılır. Bazı kültürler, kedilerin iyileştirici etkisi olduğuna inanırken, kimi kültürlerde kedilerin kötü şans getirdiği düşünüldüğü de bilinir.

1_t

Kedilerin kötü şans getirmesi düşüncesine karşı günümüzde bilimsel olarak kedilerin insan sağlığına yararları kanıtlanmaya devam etmekte…

Bunlardan bazıları;

  • Kedilerin çıkardığı sesler ve varlıkları, yoğun strese, bazı sağlık sorunlara karşı iyileştirici etkileri bilinir. Mırıltılar dinlendikçe, mutluluk verir ve duygusal dengenin korunmasına yardımcı olur. Yapılan araştırmaların vermiş sonuçlarda, kedi mırlamasının bir stres ilacı olduğu kanıtlanmştır.. İlaçlar, hobiler ve sosyal aktiviteler kadar mutluluk verdiği anlaşılmıştır. İnsanların, sevgi, güven, bağlılık gibi duygularını güçlendirir. Kediler varlıklarıyla, kendini yalnız hisseden kişilere arkadaşlık ettiği için mutluluk vermektedir.
  • Her canlının bir iletişim şekli vardır. Kedilerinki ise mırlama, miyavlama gibi çıkardıkları seslerdir. Kişi yalnız kaldığında, birinin ona buradayım, yanındayım demesi iyi gelir.
  • Kedilerin çıkardığı ses, soft bir müzik yapısına sahiptir. Bu tür sesler beyinde, hem oksijen hem de glikoz tüketiminin artmasıyla kişide olumlu hisler ve mutluluk meydana getirir.
  • Kediler 20-140 Hz aralığında ses çıkarırlar. Bu aralıktaki bir titreşim birçok hastalığın tedavisinde de etkilidir. Kedi sahibi olan kişilerin, daha az kalp krizi riski vardır. Kas sakatlıklarında iyileştirici etkisi bulunur. Bir kediyi sevmek, insanı sakinleştirir ve buna bağlı olarak stresi azaltır. Vücutta oluşan enfeksiyon ve şişliklere iyi gelir. Kedi mırlaması duymak, kan basıncını düşürür. Kedilerin çıkarmış olduğu ses seviyesi, kemik sağlığını korumada faydası olan en uygun aralıktadır.
  • Kediler, yalnız olduklarında, ne kadar mutlu olursa olsun mırlamazlar. Yalnızca yanında biri varken ses çıkardıkları kanıtlanmıştır. Bunu, bir iletişim dili olarak kullanmaları, yanında insan yokken mırıldamamasından anlaşılabilir. Bilim adamlarına göre kediler, mırlamayı insanlarla iletişim kurmak için geliştirmişlerdir. Kedilerin, ağır ağrılı hastalara yaklaşarak saatlerce mırladıkları ve buna bağlı olarak ağrılarda hafifleme olduğu, hekimler tarafından gözlenmiştir.

GREENSEA