KEDİLERE BULGAKOV’UN BEGEMOT’U İLE BAKMAK

Birçok yazar, şair, sanatçı, düşünür kedilerin gizemine kapılıp onlara övgüler dizmiştir. Onları konu alan romanlar, öyküler, şiirler yazmışlardır. Mihail Atanasyeviç Bulgakov’un Usta ile Margarita adlı romanı Sovyet edebiyatının en ilginç örneklerinden biridir. Yazarın, kitaptaki özgün kara mizahı yaratırken dayandığı en önemli karakterlerden biri, kedi Begemot’tur.

c

Sözü burada Can Yayınları’nın editörü Saadet Özen’e bırakalım :

“Şeytanın adım atmasıyla birlikte, Moskova karışmaya başlar. Bu kara kedi, olanca uğursuzluğuyla ilk olarak dördüncü bölümde ortaya çıkar. Bir kadını itip, duran bir tramvayın basamağına atlar. Bu terbiyesizlik yüzünden tramvayı kaçıran kadın çığlıklar atar. Kedi, hava sıcak olduğu için açık tutulan camdan biletçi kadına para vermeye kalkışır. Bundan sonra olanlar, Bulgakov’un Sovyetler’e yönelik eleştirel bakışını yansıtır. Biletçi kadın, kedinin tramvaya atladığını görür görmez öfkeyle haykırır:”Kediler tramvaya binemez! Kedilere yasak burası!” Ne biletçi kadın ne de yolcular asıl önemli olan şeye şaşırırlar; bir kedinin para verip tramvaya binmesinde bir tuhaflık görmez, yasak bir alana girmesine müdahale ederler. Kitabın can alıcı sahnelerinden biri olan “Büyük Balo” öncesinde ise, kediyi bıyıklarını altın tozuna bulamış olarak görürüz. Boynunda kravat vardır, ama pantolonu yoktur. “Pantolonlar kediler için yapılmamıştır” çünkü. “Bana çizme mi giymemi emredeceksiniz yoksa? Çizmeli kedilere ancak masallarda rastlanır, Efendimiz. Ama baloya kravatsız gelindiğini gördünüz mü hiç?” Geleneksel kedilerden kendini ayrı tutmak istese de, Begemot’un kendisi çok eski bir geleneğin uzantısıdır. Begemot, Rusçada “suaygırı” demektir. Avrupa dillerinde “behemoth” olarak yazılır  ve İbranice “behemah’ın” çoğuludur, “hayvanlar ” anlamına gelir. Kutsal Kitap’ta Eyyup’ta geçer ; ne olduğu tam olarak bilinemeyen suaygırı,fil, timsah gibi bir hayvanı tanımlamak için kullanılır. Enoş’un Kitabı’nda ise,  iki canavardan söz edilir: dişi olanın adı Livyatan, erkek olanın adı Behemoth’tur. Behemoth bir çöldedir, Livyatan ise suda; nu ikisi, hesaplaşma günü geldiğinde, Tanrı’nın cezalandırdıklarını yiyecektir. Pek çok demonoloji kitabında ise, Behemot ya da Begemot, kötü ruhlar arasında sayılır. Sokolov’a göre, Begemot, yemekle ilgili aşırılıkları simgeleyen bir iblisin de adıdır. Usta ile Margarita’da, kedinin Smolensk Meydanı’ndaki yiyecek mağazasını alt üst ettiği, kilolarca balık ve mandalinayı midesine indirdiği sahne, bununla ilişkili olmalıdır.

ap,550x550,12x16,1,transparent,t.u8

Bulgakov, “Begemot”ya da”Behemot” efsanesini neden bir kedi aracılığıyla metne aktarmayı seçmiş olabilir? Öncelikle, kedinin daima, şeytanla ilişkili bir hayvan olarak düşünülmesidir. Romanın bir başka gerçek / kurmaca kahramanı Pontius Platus’un yanında köpek vardır. Oysa, Moskova sokaklarında cirit atan şeytanın yardımcılarından biri, sadakatsizliği ile bilinen bir kedidir; Rudyard Kipling’in kediyi evcilleşmeyecek biricik hayvan olarak gördüğünü de hatırlayalım. Yazar, kahramanlarını yaratırken sözlerden öte bu tür göstergelerle de onların karakter özelliklerini belirleyip, aralarındaki rekabet dengesini kurmaktadır. Öte yandan, kediye atfedilen karmaşık karakter, inanılmaz br hızla gerçekdışı ile gerçek arasında gidip gelen kurgunun grotesk mizahına katkıda bulunur. Çağlar boyunca, ortak bilinçaltına, yırtıcılığı ve zarafeti kendinde toplayan karmaşık bir varlık olarak kazındı kedi. Şeytan Woland’ın Varyete Tiyatrosu’nda yaptığı kara büyü gösterisi sırasında, kedi Begemot’u, bütün bu özellikleri kendinde toplamış olarak görürüz. Sovyetler Birliği vatandaşı olan seyirciler, Woland’ın oyunları sonucu havadan paralar yağdığı yanılsamasına kapılarak bir anda değer yargılarından sıyrılır, paraları kapmak için itişip kakışmaya başlarlar. Duruma el koymak isteyen sunucu Bengalski, onlara bütün bunların bir oyun olduğunu söyler fakat kalabalığı kızdırır. Salondakilerden biri, şeytana ve yardımcılarına, “Kafasını koparmalı onun”diye hüküm verir ve cezayı uygulamak kedi Begemot’a düşer; Bengalski’nin göğsüne, oradan da tepesine sıçrar ve kafasını dişleriyle koparır: kedilere özgğ yırtıcılık burada kendini gösterir. Bengalski bağışlanınca, kafayı yerine koyan yine Begemot olur. Bir kedi özelliği olan zarafetini göstererek, Bengalski’nin giysilerindeki kan lekelerini temizler ve böylece bu fantastik komedi sahnesinin kuruluşunda temel bir noktaya oturur.

Bulgakov’u, bir kedi kahramana yönelten çok daha kişisel ve insani bir neden de olabilir tabii ki. .Yazarın ikinci eşi Lyubov Yevgeyevna Belozerskaya, Begemot karakterinin temelinde, çiftin kedisi Fliyuşka’nın bulunduğunu belirtir. Romanın başladığı yer olan Moskova’daki Patriyarşiye Gölleri’nde bugün romanın pek çok kahramanı ile birlikte Begemot’un heykeli de bulunmaktadır. Dolayısıyla uzun bir “kedi geleneğinin” Sovyet edebiyatındaki ürünü olan Begemot, belki kendinden öncekileri de aşmış olarak, dünyanın en ünlü kedileri arasında yerini almış bulunmaktadır.

 

Kaynak:  Deniz Kavukçuoğlu – Kedinin Gülüşü- Sayfa 75/76

k

 

 

 

 

INDIAN SURREALIST AARTI ZAVERI’S TIME SERIES

img

I introduce myself as Aarti Zaveri, an artist, born in the glorious land of Gujarat at Rajkot and am presently settled in New Delhi. Since my early days, capturing human emotions and ethos of Indian cultures, excavating aesthetic treasures hidden in every forms and feelings has been my passion. Not being an ardent follower of any particular art school of thoughts, I have nurtured my thoughts, imaginations and emotions with abundance of colors. I define myself as an “Individualistic” who is inclined to learn from nature and the surroundings. When dawn or sunset spreads scenes of multi-colored vision on the horizon of sky, my tender senses begin to work with oil and colors, transforming lines into lively creations! Enamored of the beauty for bright colors, I have successfully displayed how colors could create beauty!

My portraits of Param Veer Chakra Awardees conspicuously adorn the corridors of the South Block, Ministry of Defense. My other numerous figurative sketches and paintings that have been made over the years have also the recently concluded a series on Masks, that exhibit my love towards oil, colors and strokes in the multimedia and visual art world. As an Artist & Painter, I am poignantly obsessed with colors and paintings. My fantasies and imaginations have always been to depict emerging human emotions, state of emancipation from fear, failures and voids. It has always been my endeavor to portray aspects of human life where love, joy, freedom and ecstasy triumph over harsh circumstances of life. My works speak to rebel against sorrow and depression. My recent work “Pehchaan” on retrospection, depicted through “Mask” is trying to convey that; everyone carries a great light within, a treasure and one needs to introspect and discover their own center. My masks are not telling you to renounce your materialistic wishes, but to renounce the greed, selfishness, jealousy etc. that the mind beholds. It is blocking your way in reaching within yourselves, as I call it the “Center”. Rejoice in the state of not knowing and great wisdom will be released, the peace within you will be awakened. Only that will give you the taste of eternity. I adore bright colors. I strongly believe that bright colours nurse the power to fight away monotony, desolations and despairs of life. My love towards oil, colours and strokes always inspire in me a horizon of visions for creativity and head me towards perfection!

SOURCE:http://galleryragini.com/aarti-zaveri/

 

 

HAMLET’S PROBLEM / HAMLET’İN SORUNU

Problem / Acı =Düşünce mi?
Düşünce =Problem mi?
Hamlet sorunları olduğu için mi çok düşünüyordu?
Yoksa çok fazla düşündüğü için mi sorunları vardı?

Çıktığı gün tükenen biletlerden dolayı hala gidemediğim Bülent Emin Yarar’ın oynadığı “TEK KİŞİLİK HAMLET oyunundan bir kesitle izleyelim düşünelim….

PROBLEMS / PAIN =THOUGHTS?

THOUGHRS =PROBLEMS?
WHICH ONE IS SOURCES OF HAMLET’S FACTS? REAL PROBLEMS OR HIS THOUGHTS??

LET’S WATCH AND THINK ABOUT THIS A LITTLE…

GREENSEA