FACES OF LIFE

Life is full of unimaginable pleasure;
There is so much it can offer,
So why can’t we all learn to treasure?
No way will it be a bother.

The entertainment we learn to enjoy;
Must be something we call surreal,
For all our senses cannot seem to annoy;
It’s now obvious everything in life is the real deal.

Sometimes there are hard times;
And other occasions trying to jump hurdles,
Though finding ways are a challenge to bind;
Like nurturing a sleeping baby in a cradle.

Meeting soul mates and pouring our hearty dreams;
Taking the cherish journey to forever adoration,
Carving the stories in books dangled from their seams;
The odyssey begins a new chapter in self-exploration.

Chapter one brings a new life to the worlds reverence,
Time seemingly races faster than the speed of sound;POEMD
Chapter two burgeons the new meaning of life’s endurance
Ticking clocks seep closer to the duration abound.

As the book slowly comes to a closing finish, a new lineage commences;
Belongings and memories passed on to the posterity,
Our senses grow weary and the cycle of living distances;
The dawning of a new existence sprouts endless prosperity.

SOURCE :https://www.deviantart.com/yangster88/art/Faces-of-Life-117851894

 

KEDİLERE BULGAKOV’UN BEGEMOT’U İLE BAKMAK

Birçok yazar, şair, sanatçı, düşünür kedilerin gizemine kapılıp onlara övgüler dizmiştir. Onları konu alan romanlar, öyküler, şiirler yazmışlardır. Mihail Atanasyeviç Bulgakov’un Usta ile Margarita adlı romanı Sovyet edebiyatının en ilginç örneklerinden biridir. Yazarın, kitaptaki özgün kara mizahı yaratırken dayandığı en önemli karakterlerden biri, kedi Begemot’tur.

c

Sözü burada Can Yayınları’nın editörü Saadet Özen’e bırakalım :

“Şeytanın adım atmasıyla birlikte, Moskova karışmaya başlar. Bu kara kedi, olanca uğursuzluğuyla ilk olarak dördüncü bölümde ortaya çıkar. Bir kadını itip, duran bir tramvayın basamağına atlar. Bu terbiyesizlik yüzünden tramvayı kaçıran kadın çığlıklar atar. Kedi, hava sıcak olduğu için açık tutulan camdan biletçi kadına para vermeye kalkışır. Bundan sonra olanlar, Bulgakov’un Sovyetler’e yönelik eleştirel bakışını yansıtır. Biletçi kadın, kedinin tramvaya atladığını görür görmez öfkeyle haykırır:”Kediler tramvaya binemez! Kedilere yasak burası!” Ne biletçi kadın ne de yolcular asıl önemli olan şeye şaşırırlar; bir kedinin para verip tramvaya binmesinde bir tuhaflık görmez, yasak bir alana girmesine müdahale ederler. Kitabın can alıcı sahnelerinden biri olan “Büyük Balo” öncesinde ise, kediyi bıyıklarını altın tozuna bulamış olarak görürüz. Boynunda kravat vardır, ama pantolonu yoktur. “Pantolonlar kediler için yapılmamıştır” çünkü. “Bana çizme mi giymemi emredeceksiniz yoksa? Çizmeli kedilere ancak masallarda rastlanır, Efendimiz. Ama baloya kravatsız gelindiğini gördünüz mü hiç?” Geleneksel kedilerden kendini ayrı tutmak istese de, Begemot’un kendisi çok eski bir geleneğin uzantısıdır. Begemot, Rusçada “suaygırı” demektir. Avrupa dillerinde “behemoth” olarak yazılır  ve İbranice “behemah’ın” çoğuludur, “hayvanlar ” anlamına gelir. Kutsal Kitap’ta Eyyup’ta geçer ; ne olduğu tam olarak bilinemeyen suaygırı,fil, timsah gibi bir hayvanı tanımlamak için kullanılır. Enoş’un Kitabı’nda ise,  iki canavardan söz edilir: dişi olanın adı Livyatan, erkek olanın adı Behemoth’tur. Behemoth bir çöldedir, Livyatan ise suda; nu ikisi, hesaplaşma günü geldiğinde, Tanrı’nın cezalandırdıklarını yiyecektir. Pek çok demonoloji kitabında ise, Behemot ya da Begemot, kötü ruhlar arasında sayılır. Sokolov’a göre, Begemot, yemekle ilgili aşırılıkları simgeleyen bir iblisin de adıdır. Usta ile Margarita’da, kedinin Smolensk Meydanı’ndaki yiyecek mağazasını alt üst ettiği, kilolarca balık ve mandalinayı midesine indirdiği sahne, bununla ilişkili olmalıdır.

ap,550x550,12x16,1,transparent,t.u8

Bulgakov, “Begemot”ya da”Behemot” efsanesini neden bir kedi aracılığıyla metne aktarmayı seçmiş olabilir? Öncelikle, kedinin daima, şeytanla ilişkili bir hayvan olarak düşünülmesidir. Romanın bir başka gerçek / kurmaca kahramanı Pontius Platus’un yanında köpek vardır. Oysa, Moskova sokaklarında cirit atan şeytanın yardımcılarından biri, sadakatsizliği ile bilinen bir kedidir; Rudyard Kipling’in kediyi evcilleşmeyecek biricik hayvan olarak gördüğünü de hatırlayalım. Yazar, kahramanlarını yaratırken sözlerden öte bu tür göstergelerle de onların karakter özelliklerini belirleyip, aralarındaki rekabet dengesini kurmaktadır. Öte yandan, kediye atfedilen karmaşık karakter, inanılmaz br hızla gerçekdışı ile gerçek arasında gidip gelen kurgunun grotesk mizahına katkıda bulunur. Çağlar boyunca, ortak bilinçaltına, yırtıcılığı ve zarafeti kendinde toplayan karmaşık bir varlık olarak kazındı kedi. Şeytan Woland’ın Varyete Tiyatrosu’nda yaptığı kara büyü gösterisi sırasında, kedi Begemot’u, bütün bu özellikleri kendinde toplamış olarak görürüz. Sovyetler Birliği vatandaşı olan seyirciler, Woland’ın oyunları sonucu havadan paralar yağdığı yanılsamasına kapılarak bir anda değer yargılarından sıyrılır, paraları kapmak için itişip kakışmaya başlarlar. Duruma el koymak isteyen sunucu Bengalski, onlara bütün bunların bir oyun olduğunu söyler fakat kalabalığı kızdırır. Salondakilerden biri, şeytana ve yardımcılarına, “Kafasını koparmalı onun”diye hüküm verir ve cezayı uygulamak kedi Begemot’a düşer; Bengalski’nin göğsüne, oradan da tepesine sıçrar ve kafasını dişleriyle koparır: kedilere özgğ yırtıcılık burada kendini gösterir. Bengalski bağışlanınca, kafayı yerine koyan yine Begemot olur. Bir kedi özelliği olan zarafetini göstererek, Bengalski’nin giysilerindeki kan lekelerini temizler ve böylece bu fantastik komedi sahnesinin kuruluşunda temel bir noktaya oturur.

Bulgakov’u, bir kedi kahramana yönelten çok daha kişisel ve insani bir neden de olabilir tabii ki. .Yazarın ikinci eşi Lyubov Yevgeyevna Belozerskaya, Begemot karakterinin temelinde, çiftin kedisi Fliyuşka’nın bulunduğunu belirtir. Romanın başladığı yer olan Moskova’daki Patriyarşiye Gölleri’nde bugün romanın pek çok kahramanı ile birlikte Begemot’un heykeli de bulunmaktadır. Dolayısıyla uzun bir “kedi geleneğinin” Sovyet edebiyatındaki ürünü olan Begemot, belki kendinden öncekileri de aşmış olarak, dünyanın en ünlü kedileri arasında yerini almış bulunmaktadır.

 

Kaynak:  Deniz Kavukçuoğlu – Kedinin Gülüşü- Sayfa 75/76

k