ATATÜRK’E MEKTUP

Atatürk,
sen gideli
neler oldu bu vatanda bilsen…
Kara çarşaflılar, çember sakallılar,
bereliler doldurdu köyleri, şehirleri…
En güvendiğin kişiler
senin ülküne ihanet ettiler
ve sonra utanmadan
gizlendiler adının arkasına,
her On Kasım günü,
millet dediler, vatan dediler,
izindeyiz Ata’m dediler,
kabrine kirli elleriyle çelenk koydular
ve yine o ellerle milletin efendilerini soydular…
Bir zaman pullardan, paralardan
resimlerin kaldırıldı,
bir zaman kahpece heykellerine saldırıldı,
sonra miting meydanlarında Atatürk,
eserini emanet ettiğin gençler öldürüldü,
hangi birini sayayım sana,
o çok sevdiğin, değer verdiğin sanatçıya
atılan dayakları mı,
konuştukça tokat yiyen öpülesi dudakları mı,
yoksa cehalete, geriliğe açılan kucakları mı…

Bir zaman adalet, müsavat, hürriyet dedik,
ve adalet, müsavat, hürriyet adına
görülmemiş kazıklar yedik milletçe Ata’m…
Ya sonra o demokrasi edebiyatı,
hani o ağzımıza, yüzümüze bulaştırdığımız şey,
demokrasi adına dolan keseler, küpler,
demokrasi adına büyüyen göbekler,
bir yanda sinmiş aslanlar,
bir yanda uluyan köpekler,
ah o köpeklerin sonra aslan kesilmesi,
bir zaman bucak başkanları saltanatı,
bir zaman vatan cephesi,
camilerde parti kavgası,
devlet radyolarında mevlût,
gazetelerde sayfa sayfa spor haberleri,
yalanlar, resimli romanlar…

Çıplak kadın resimleri,
nurlu istikbal, görülmemiş kalkınma
ve gırtlağımıza kadar borç,
Patagonya’dan yardım, Kostarika’dan yardım…
Öte yandan bir çırpıda milyon vuranlar bizde,
bir dilim ekmeğe beş saatini verenler bizde,
açlar bizde, yoksullar bizde,
yataksız hastalar, doktorsuz hastaneler,
kışın kömürsüz okullar bizde…
Velhasıl sen gideli
çöktü üstümüze bir uyku gibi gaflet Atatürk,
gayrı ne yapsak silmez utancımızı,
bizleri affet Atatürk…

Ümit Yaşar Oğuzcan, Atatürk’e Mektup

Taşlamalar Hicivler I

 

 

10-16 KASIM VE ATATÜRK’ÜN GÜL BAHÇESİ

Bir gün Atatürk ve bir çocuk gül bahçesindeyken, bir diken Atatürk’ün parmağına batar, çocuk bir dikenin nasıl Atatürk’ün elini delebildiğini sorar. Atatürk “Batmaz mı?” der. Çocuğun Atatürk’e “Senin elin kanar mı?” sorusu üzerine Atatürk “Kanamaz mı?..” cevabını verir. Bu cevap üzerine şaşıran çocuk “Ama, sen Atatürk değil misin?” der. Atatürk o olduğunu söyler. Çocuk hala şaşkın halde “Ama” der, ancak Atatürk sözü alır:

“Sen şimdi bırak benim kim olduğumu. Bu gülü yetiştireceksen canın yanacak, elin kanayacak, güneş seni terletecek. “Bu bahçede gül bitmez” diyenler olacak. “Gül öyle yetiştirilmez, böyle yetiştirilir” diyenler olacak. Sen kendine şunu soracaksın: “Ben burayı gül bahçesi yapmak istiyor muyum? Ben burada dünyanın en güzel güllerini yetiştirmek istiyor muyum?” Eğer çok istiyorsan, ne eline batan diken ne de söylenenler umurunda olacak. Kim olursan ol tek isteğin şu kokuyu duymak olacak. Anladın mı?“

Diyen Atatürk;

Çorak topraklardan bir gül bahçesi yaratmayı başarmış, adına da Cumhuriyet demiştir. Yarattığı gül bahçesine zarar verip, gülün dikeniymişcesine can acıtmak isteyenlerin illaki olacağını da ileri görüşlülüğü sayesinde görerek bizleri uyarmıştır. Türk halkına ve Türk gençliğine bu güzel kokular saçan gül bahçesini emanet etmiştir Her canlı gibi bir gün bedeninin toprak olma zamanının geleceğini; o zaman geldiğinde her bir gülün (devrimlerinin) ve bütün gül bahçesinin (Cumhuriyetin) mis gibi kokular salmaya devam edeceğine inanmıştır.

Bir gün Ata’sının toprak olacağına inanmaktaTürk halkı 10 Kasım 1938 tarihinde saatler 09:05’i gösterdiğinde tıpkı o gül bahçesindeki çocuktan farksız icinden “ama ” diyisini bastirir.

Ata’sının öldüğünü zamanla kabullenen halk ve bütün dünya 77 yıl sonra bile hala hiç eksilmeyen bir özlem ve saygıyla 10- 16 Kasım haftasını Atatürk Haftası olarak kutlayıp anar. Bu hafta süresince gerçekleştirilen her anma töreninde ve aktivite de Atatürk’ün düşüncelerinin, mücadelesinin devrimlerinin, en büyük eserim dediği Cumhuriyet’in önemini anlarlar.

Çorak topraklardan yarattığı bahçedeki güzel güllelerin kokusunu duyarak, rengini görerek onu korumaya ve geliştirmeye devam ederek Ata’nın izinden gideceklerini yüreklerinde derinden hissederler.

GREENSEA