ANLAŞILAN KADIN MI KUTLANAN KADIN MI?

“Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.”
Mustafa Kemal Atatürk

8 Mart 1857’de New York’ta polisin işçilere saldırması sonucunda çoğu kadın olan 129 işçi hayatını kaybetti. Hayatını kaybedenlerin cenaze törenine 10.000’den fazla kişi katıldı. 26-27Ağustos 1910 ‘da Kopenhag’ta 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında Clara Zetkin, ölen kadın işçiler anısına 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ise ancak 16 Aralık 1977’de 8 Mart’ın “Dünya Kadınlar Günü” olarak anılmasını kabul etti.
Türkiye’de ise, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1921’de “Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlanmaya başlandı. 12 Eylül 1980’ de insanların her ne sebeple olursa olsun bir araya gelmeleri sakıncalı bulunduğundan kutlamalar yasaklandı. 1984 yılından sonra yeniden anlam kazanarak kutlanmaya devam edilebildi.

Tuhaf olan ise, Türkiye’de kutlanan kadınlar günlerine rağmen kadına çok önem veren bir toplum anlayışı yerine kadına yönelik şiddetin çok yoğun biçimde artması…
Kadına karşı şiddet, dünyada en yaygın, ancak en az cezalandırılan suçlardan ne yazık ki…

Bugün yine günlerden vahşi kapitalizm altında anlamını yitirmiş 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü… Erkek egemen kapitalist düzenin kadın emeğine, bedenine ve kimliğine yönelik saldırıları devam ettikçe kadınların direnişi de sürecektir.
Bugünün şiddete, baskıya, tacize, tecavüze, eşitsizliğe, aşağılamaya maruz kalan Türk kadınına ve bütün kadınlara çiçek, çikolata, pırlanta hediye ederek kutlamaktan ibaret olmayıp kadınların toplumdaki ve hayatlarımızdaki yerinin daha iyi anlaşıldığı bir gün olması dileğiyle…

8 Mart Emekçi Kadınlar Günü Kutlu olsun !!!

GREENSEA